İlkokul 2. sınıfta okul değiştirdim ve başka bir okula kayıt edildim. Sınıfa ilk girdiğim anda Ayça da hayatıma girmiş oldu. Sanmayın ki en yakın arkadaşım oldu... Tam tersi Ayça çalışkanlar listesinde başı çekerken ben yaramazlar listesindeydim :) Yani ayrı dünyaların insanlarıydık :) 4 yıl böyle geçti. İlkokuldan sonra yollarımız ayrılabilirdi ama öyle olmadı. Lise sınavları sonrası bir baktık ki aynı okulu kazanmışız.
İlkokuldaki ayrı dünyaların (!!) insanları olan bizler, lisede aynı dünyanın insanları olduğumuzu fark ettik.. Aynı sınıflarda 8 sene beraber ter döktük. Hayattan bir sürü ders aldık, çok şey öğrendik, çok eğlendik, çok ağladık, çok güldük... Yazmaya başlasam sonu gelmez :)
Üniversitede aynı bölümde olmasak ta yine yakın sayılırdık. Ayça istanbul univ. hukuk bölümünde okudu, bense ist ünv. reklamcılıkta okudum. Kalplerimiz bir olsa da hayatlarımıza farklı kulvarlarda yön vermeye başladık...
Bir gün bana Fransa'ya gideceğini, orada okuyacağını söyledi... Gidemesin, planları iptal olsun diye günlerce dua ettim. Çok üzüldüm... Onca duam boşa gitti ve Ayça da gitti... İlk zamanlarda nasıl olsa okul biticek, gelicek dedim... Sonra baktım geleceği yok, duruma alışmak zorunda kaldım :) Tam alıştım mı? HAYIR!
Canım dostum yakın bir zamanda bir gün bana süper bir müjde verdi :) François ile evleniyordu... O kadar çok sevindim ki... Haberi alır almaz biletimizi aldık ve düğün zamanı soluğu Strasbourg'da aldık... Keşke hazırlık zamanı da yanında olabilseydim.
Düğünü burda yazmayacağım sadece fotoğraflarla anlatacağım...
Fotoğralar ne kadar mutlu gün olduğunu anlatıyorlar çünkü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder