24 Mayıs 2010 Pazartesi

Gezi-yorum Büyükada'da!


Uzun zaman olmuştu Büyükada'ya gitmeyeli...

Havaların güzelleşmesini bekleyelim ki güzel fotoğraflar çekelim dedik. 

Geceden pil şarj edildi, lensler çantaya kondu, deniz otobüs saatine bir kez daha bakıldı. Hazırlıklar tamam :) Sabah gözümü açtığımda ilk baktığım gözkyüzünün durumu oldu. O da ne? Kara bulutlar tüm gökyüzünü kaplamış :( Bir de üstüne yağmur yağıyor... 

Yine de yılmadan büyük bir azimle yola çıktım. Esra ve Melis'le adada buluşup ada turuna start verecektik. Ada'ya ayak bastığım dakika yağmur şansımıza şiddetini arttırdı :) Yağmur dinene kadar Kahve Dünya'sına sığındık... Kahvelerimizi yudumlarken fotoğraf çekmeye başlamıştık bile :)



Ada sakinlerinden biri de bize hoşgeldiniz demek için yanıbaşımızdaydı...


Ada planımız, faytonla direk Aya Yorgi'ye gitmek, özel tören zamanına denk gelememiş olsak ta ( 23 Nisan- 24 Eylül ) dileklerimizi dilemek ve sonrasında da yürüyerek iskeleye ulaşmaktı...


Hafif yalpalama, bazen artan bazen azalan nalların sesleri, misss (!) gibi kokular eşliğinde sağlı sollu muhteşem tarih kokan köşlerin arasından Ayayorgi Tepesine varacağımız yokuşun başına vardık.


Ayayorgi Tepesi'ne uzuuuuun bir yokuşu çıkarak vardık. Yokuş yükünü hafifletmek adına durup durup fotoğraf çektik. E tabi bu sayede 2 misli sürede yukarı vardık :) 


Tepedeki manzara olağanüstü. 



Duamızı edip, dileklerimiz için mum dikip, muhteşem manzarayı seyrettikten sonra kilisenin hemen yanındaki kır lokantasında yemeğimizi yedik. 





12 Mayıs 2010 Çarşamba

Bahar


Kardeşimle aramda 4 yaş var. 
Daha önceki yazımda da yazmıştım. Adı Bahar.


Doğduğu günü hayal meyal hatırlıyorum... Ama, bana annemin karnından hediye olarak oyuncak getirdiği :), ilk banyosunda ölümden döndüğü, ilk emekleme zamanlarında onunla yerlerde süründüğüm, oyunlar oynadığım, komik yemek icatları yaptığımız kareler gözümün önünden gitmiyor, hiç. 

Her abla gibi ben de, küçükken, dışarı çıkmak istediğim zamanlarda annemin "kardeşin de seninle gelecek!" demesine bozulurdum :) Çünkü ben "ABLA"ydım, o "KARDEŞ. Bir kardeşin, büyükler arasında ne işi vardı? :) 

Şimdi düşünüyorum da çok komikmişim. Şuan, ne büyük bir şans ki, hep beraberiz
Doğduğu günden, evlenene kadar odalarımız aynıydı... İyi ki ailemiz böyle bir karar almış.  Bu sayede daha da çok şey paylaşabildik. Hem duygusal yönden (güldük, ağladık, tartıştık...), hem de maddi yönden  (çanta, hırka, takı :) ...) 


Seneler geçtikçe aramızdaki fark kapandı. Farklı yaşlarda olsak ta, aynı kafa yapısına ve zevklere sahip iki kişi olduk, çıktık :)

Ve zaman geldi, ikimiz de evlenip yuvadan uçtuk. Artık aynı odada değiliz belki ama aynı site içerisinde birbirimize el sallama mesafesindeyiz...

Birbirine çok benzeyen, birbirini çok seven, çok eğlenen, arkadaş, hatta dost ve komşu olan iki kız kardeşiz biz.

Canım benim...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...